-
1 отвечать
несов.; сов. - отве́тить1) cevap vermek; karşılık vermek; yanıtlamakотвеча́ть на вопро́с — soruyu yanıtlamak / cevaplandırmak; soruya cevap vermek
отвеча́ть на ого́нь проти́вника — düşman ateşine karşılık vermek
отвеча́ть уро́к — öğretmenin sorduğu sorulara cevap vermek
отвеча́ть на письмо́ — mektuba cevap vermek
отвеча́ть на про́сьбу / заявле́ние отка́зом — verilen dilekçeye ret cevabı vermek
отве́тить на что-л. забасто́вкой — bir şeye grevle cevap / karşılık vermek
2) тк. несов. sorumlu olmakкто отвеча́ет за э́ту рабо́ту? — bu işin sorumlusu kimdir?
3) тк. несов. uygun olmak; karşılık / cevap vermekотвеча́ть интере́сам кого-л. — birinin çıkarlarına uygun olmak
отвеча́ть потре́бностям о́бщества — toplumun gereksinimlerine karşılık / cevap vermek
ты мне за э́то отве́тишь! — bunu (senin) yanına bırakmayacağım!
-
2 расплачиваться
несов.; сов. - расплати́ться1) ödemek; parasını vermek; ceremesini çekmek ( за причинённый ущерб); hesabı görmek ( по счёту)распла́чиваться с долга́ми — borçlarını ödemek
расплати́ться за такси́ — taksi parasını vermek
2) перен. ( нести наказание) cezasını çekmek, ceremesini çekmek; kefaretini ödemek; günahını çekmek (за ошибки, грехи другого)распла́чиваться за грехи́ / оши́бки мо́лодости — gençlikte yaptıklarının cezasını çekmek / kefaretini ödemek
за э́ту оши́бку пришло́сь распла́чиваться мне — bu hatanın ceremesini ben çekmek zorunda kaldım
3) перен., разг. ( мстить) ödetmek; acısını çıkarmak; hesabını görmekя расплачу́сь с тобо́й за э́то — bunu ödeteceğim sana
-
3 ceza
ceza [ɑː] Strafe f, Bußgeld n;ceza alanı SPORT Strafraum m;ceza almak eine Strafe bekommen;ceza çekmek eine Strafe verbüßen (-den wegen G);ceza hukuku Strafrecht n;ceza kanunu Strafgesetzbuch n;-e ceza kesmek jemandem eine Geldstrafe auferlegen;ceza muhakemeleri usulü kanunu Strafprozessordnung f;ceza ödemek Strafe zahlen;ceza sahası SPORT Strafraum m;b-ni ceza vermek jemanden bestrafen;ceza vermek (oder ödemek) Strafe zahlen;ceza vuruşu SPORT Strafstoß m;cezayı ağırlatıcı sebepler strafverschärfende Umstände m/pl;cezasını bitirmek (oder doldurmak) seine Strafe absitzen;cezasını bulmak seine verdiente Strafe finden;-in cezasını çekmek oder görmek büßen müssen (für A);cezaya kalmak Schüler nachsitzen müssen;ağır ceza Freiheitsstrafe f (Türkei über 5 Jahre);hapis cezası Gefängnisstrafe f; -
4 suffer
v. acı çekmek, çekmek, zarar görmek, katlanmak, cezasını çekmek, acısını çekmek, kıvranmak, zayiat vermek, izin vermek, göz yummak* * *sıkıntı çek* * *1) (to undergo, endure or bear pain, misery etc: He suffered terrible pain from his injuries; The crash killed him instantly - he didn't suffer at all; I'll make you suffer for this insolence.) çekmek2) (to undergo or experience: The army suffered enormous losses.) uğramak, başına gelmek3) (to be neglected: I like to see you enjoying yourself, but you mustn't let your work suffer.) olumsuz etkilemek, zarar görmek4) ((with from) to have or to have often (a particular illness etc): She suffers from stomach-aches.) çekmek• -
5 ceza
наказа́ние (с)* * *1) наказа́ниеcezasını bulmak — получи́ть по заслу́гам
cezaya çarptırmak — подверга́ть наказа́нию
ceza çekmek — отбыва́ть тюре́мное наказа́ние, отбыва́ть срок
2) штрафceza almak — а) быть нака́занным ( об учащемся); б) взи́мать / взы́скивать штраф
ceza[sını] çekmek — поплати́ться за соде́янное
ceza görmek — быть нака́занным
ceza kesmek — штрафова́ть
ceza vermek — а) нака́зывать, налага́ть взыска́ние; б) заплати́ть штраф
ceza yemek — а) быть нака́занным, получи́ть взыска́ние; б) быть оштрафо́ванным
-
6 gerecht
-
7 Strafe
Strafe <-n> ['ʃtra:fə] f1) ( allgemein) ceza;seine gerechte \Strafe bekommen hak ettiği cezayı almak [o görmek], cezasını bulmak, belasını bulmak;zur \Strafe ceza olarak2) (Geld\Strafe) ceza3) (Freiheits\Strafe) ceza;eine \Strafe absitzen bir cezayı çekmek;eine \Strafe zur Bewährung aussetzen bir cezayı tecil etmek
См. также в других словарях:
dilinin cezasını (veya belasını) çekmek (veya bulmak) — ölçüsüz, düşüncesiz konuşma yüzünden zarar görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
günahını çekmek — (birinin) birinin yaptığı veya birine karşı yapılan kötülüğün cezasını görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ceza — is., Ar. cezāˀ 1) Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım 2) huk. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım ... kimse insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük